2 Nisan 2011 Cumartesi

tahlil sonuçlarını beklerken Erdo'ya mail

Aşk günaydın. Bir süredir adlandıramadığım, anlamlandıramadığım bir hüzün var içimde; çevremde hiç kimseyle ilgili olmayan. Dönem dönem yaşıyorum böyle garip inişler çıkışlar biliyorsun. Fakat; bu sefer ki sanıyorum içine sağlıkla ilgili endişeler girince daha bir sarsıcı oldu, benim için. Gün içindeki bütün hayallerimde senin omuzlarında yatmayı, nefesine nefes olmayı, tenine dokunmayı hayal ediyor olduğum halde biraraya gelince bir ateş topu, sıkışıyor kalbime. Seninde içinde olduğun bir yalnızlık istiyorum, sanki. Kimseler konuşmasın, dokunmasın, sesler sussun, dünya dursun adeta. Yaşadığım herşeyin hissettirdiği tüm gel gitleri böyle sarsıcı ve derin yaşıyor olmakta  benim tercihim. Daha bi derinleşiyormuşum gibi hissediyorum. Mesela şu an evde kimse olmasın ve çığlık atarak ağlayabileyim istiyorum. Yatağımızda oturuyorum; evde yalnız senin olmanı ve s.....bilmeyi istiyorum. İşte aklımda sürekli böyle garip şeyler kovalıyor birbirini Aşk. Ara ara sana hiç bir anlam ifade etmeyen bakışlarım, sözlerim, suskunluğumun sebepleri kimseye anlatamadığım anlatsam bile anlaşılamayacağına inandığım şeyler var içimde. Gün içinde bazı anlar kendimi ölüme o kadar yakın hissediyorum ki (korktuğumdan ya da tahlil sonuçlarından falan değil) dibine kadar, insan öleceğini öğrendiğinde ne hisseder, iliklerime kadar hissedebilmek için. Sadece biraz sabret lütfen bu buhranlı dönemimde önceki zamanlardaki gibi geçecek. Bu seferki biraz sert oldu biliyorum. Ama seni ne kadar sevdiğimide bildiğini biliyorum. Akşama görüşürüz. Bu arada akşam annenlere benim için bir mazeret uydurabilirmisin lütfen. Ben şimdi hazırlanıp çıkıyorum; Özlem' i görüşme için götüreceğim, oradan da ofise geçeceğim. Akşam dönerken market alışverişinide ben yaparım. Beyaz peyniri sen almayı tercih edersen ara da ikimiz birden almayalım. byeKırmızı dudaklar

Hiç yorum yok: