18 Nisan 2011 Pazartesi

BARBEKÜ



Alışverişi yapan kim? Kadın.


 Mezeleri hazırlayan kim? Kadın.


 Domatesleri, biberleri, soğanları şişlere dizen kim? Kadın.


 Sofrayı, kuran, toplayan kim? Kadın.


 Yemeği yapmış olan kim? Erkek.


         Sezonun ilk mangalı yakıldı. Kalabalıkla gelen, curcuna, herbir köşeden gelen ayrı sesler, gene evimizdeydi, şükürler olsun. Gün son bulana kadar çocuk sesleri dinmedi. Herbir katta ayrı bir film...Oğuz; Baran kıskançlığı sebebiyle ablasını ablukası altına aldı. Baran desen; keşif çalışmaları gün boyu sürdü, tabi peşinde koşturan, annesi Şebo. Elf'le Duygu deseniz, onlar kendi dünyalarında. Gerçi Elf; daha sonra yediği çiğköftelerin hışmına uğrayarak uzun süre karın ağrısı çekti.

          Sabah Elf'i dersaneye bırakıp eve dönünce ilk iş mutfağa girdim. Ortam hazırlamakla ilgili çalışmalar kapsamında; mutfak önlüğü seçimi, uygun müzik kanalı ayarlanması gibi...ön hazırlıklara başladım. Bu masterchef, mahvetti hepimizi. Restaurant mutfağı havası yakalanamadan yemek memek pişiremez olduk. Mezeler, zeytinyağlılar derken son olarak pirincide ıslayınca hazırlıklar tamamlandı. Asıl büyük hazırlık, yaz mutfağında bizi bekliyordu. Mangalla ilgili herşey kontrol edilerek eksikler tamamlandı; Erdo için. Beyefendi'nin; kağıt havlusu, eldivenleri, maşaları tezgaha dizildi, biralar dolaba konuldu, purosu hazır edildi.

           Derken akşamüzeri Özlem'ler gelince erkekler mangalı yakmak için mutfağa geçtiler. Önder'in de gelerek onlara katılmasıyla, ekip tamamlanmış oldu. Yarım saat olmadan; ellerinde purolar, sigaralar, içkilerle, sergiledikleri fotoğraf, yükselen müzik sesi ve Bolt'u da yanlarına almalarıyla tamamlanmış oldu. Bu sırada biz de  evde sofrayı kurmuş, bahçeden topladığım lalelerle renklendirmiştik. Bu kadar titizlenmeme rağmen, bahçeden talimatlar gelmeye başladı. Etler hazır mı? Domates, biberleri şişe dizecekmisiniz?

          Nihayetinde Vilo'larda gelince sofraya oturduk. Erdo'nun iyileşmesinide kutladığımız, keyifli bir yemek oldu. Ama; bunca yapılandan sonra soruyorum sizlere ''Yemeği kim hazırladı?'' Her seferinde, elinde maşa tutan olmak istiyorum. Çünkü; eldeki maşanın yerini sırasıyla; çatal, bıçak sonra da ekran karşısında maç izlerken demlenmiş çay alıyor. Sofrayı kuran kaldırsın, herkese afiyet olsun durumu.

          Yanlış anlaşılmasın, durumdan şikayetçi olduğumdan değil. Çünkü; Özlem ve Şebo'yla sofrayı toplamak, biryandanda Şebo'nun pişirdiği, kokusu yayılan Türk kahvelerini mutfak masasında, bütün kızlar toplandık vaziyetinde içmek; değişilemez bir keyif. Benim bozulduğum; şu barbekünün tanımı. Kadını alışverişi yaptığı, domatesleri soğanları doğradığı, eti hazırladığı, heryeri temizlediği ve erkeğin ''yemeği hazırladığı'' mangal partisi.

         Allah'tan, çevremizde paylaşmanın mutluluğunu duyduğumuz, keyif yapabildiğimiz dostlarımız, ailemiz var. Böyle günlerin sonunda bize yaşattıkları ve paha biçilemez olan mutluluk, huzur için hepsine teşekkür ediyorum. Herşeyi daha renkli görmemizi sağlayarak, anlam katan nice yemeklerde beraber olmak dileğiyle.

                                                                                                       ÖZGÜR TAMŞEN YÜCEDAL

Hiç yorum yok: