Dün akşamki masal seansımız için Oğuz'un seçmiş olduğu kitap sayesinde Ben 10'un gelmişini geçmişini öğrendim. Bugüne kadar az buçuk bilgim vardı. Fakat; dönüşebildiği yaratıkların nereden gelmiş oldukları, sahip oldukları güçler hakkında birşey bilmiyordum. Şükür ki; o da eksik kalmadı, öğrendim.
Zaten elimden geldiğince televizyon izlerken yalnız kalmamasına özen gösteriyorum, Oğuz'unda Elif'in de... Elif, hadi kotardı gibi, en azından kendine ait zevki oluşmaya başladı, diyelim. Seyrettiği korku filmlerini onunla birlikte değil tek başıma bile seyretmem mümkün değil. Ama, söz konusu 3- 4 yaş olunca durum farklı. Oğuz'un söz ya da davranışlarında olan dikkat çekici her değişiklikte önce izlediği çizgi filmlere bakıyoruz. O kadar fantastik şeyler var ki ben bile anlamaya çalışırken, zorlanıyorum. Düşünün ki 3-4 yaşındaki bu çocukların, gerçekle fantaziyi ayırma becerileri ne kadar gelişmiş olabilir?
Bir arkadaşımın oğlu, uçabileceğine o kadar inanmıştı ki; masanın üzerinden süzülüverdi birgün. Sonuçta; kırık bir kol ve soru işaretleri. Bir başka tanıdığımızın çocuğu ise ilkokula başladığında öğrenme güçlüğü çekti, uzun süre okuyamadı çocuk. Sebep olarak televizyon başında geçirdiği uzun saatler gösterildi. Hayatı süslü püslü giyisiler ve sihirli güçlerden ibaret sanan kız çocuklar da cabası.Görüntüler o kadar seri halde verildiğinden zeka gelişimi kötü etkileniyormuş; fazla çalışmasına gerek kalmadığından.Uzmanların sınav dönemlerinde gençlere televizyon, özellikle reklamları izlememelerini önermelerinin sebebide buymuş.
Bunları bir kenara bıraktık diyelim. Eski çizgi filmlerin çocukları olunlu etkileyecek, içinde toplu yaşama kuralları, paylaşım, dili doğru kullanma gibi yardımcı, eğitici etkilerinin yanında bir felsefeleri olurdu. Ama; sözlük anlamındaki gibi özel bir içeriye sahip felsefeleri. Zaten felsefe bitti, herşey; dinde dilde bitti. Sürekli gelişmek zorunda olan herşeyin önü tıkandı ya da tıkattırıldı. Bak konu sapmaya başladı gene.
Şirinleri izlerdik mesela; paranın ve paranın getirdiği sınıfsal ayrımların olmadığı bir ormanda yaşarlardı.( Ki; Amerika elini buna bile değdirmişti) Tom ve Jerry'i izlerdik; aralarındaki tüm çekişmeye rağmen, beraber yaşayabilen, kedi ve farenin maceraları. Çok iyi kurgulanmış ailelerdi; Çakmaktaş ve Moloztaşlar. Gerçi; bunlar ve benzerleri var hala, gösterimde olan. Fakat; kapitalist düzenenin getirmiş olduğu, pazarlama, promosyon çalışmaları çarkları arasında kalıyorlar. Allahtan sinema filmlerinde biraz insaflı davranıyorlar.( Bir de 3 boyut işinden vazgeçseler) Ama evde olan çocukların izleyecekleri bile, güçler tarafından belirlendiği için durumun çok farklı boyutları var. Ülkelerdeki yayınlara yatırım yapan ülkeler arasında, feci paralar dönüyor. En son ''Susam Sokağı'' adlı çocuk programın yayınlamak için Pakistan'da yapılan yatırımı duymuşsunuzdur. Bize de 80'lerde gelmişti, hatırlayanlar vardır. İdeolojileri benimsetebilmek için ilk hedef çocuklardır, çünkü. Temel atma çalışmaları şimdi de Pakistan için yapılıyor. Anlatmak istediğim çocuklara izlettirmek istediklerimizi kontrol etmek için tek yapabileceğimiz kumandayı elimize almak. Ben kanallar falan yazılar yazmaktan çoktan vazgeçtim.
Ama durun, unutmadan bizim Caliou'muz var. Mükemmel, sinirleri alınmış anne. Mükemmel, uzun saatler evde olan, sinirleri alınmış bir baba. Herşey o kadar muntazam ki; evde yaramazlık yapmanın tadına varamayan iki çocuk. Bir de o kadar çok gösteriliyor ki hepimiz dönüşüp birer Caliou olacağız diye korkmuyor değilim.
Neyse; dün akşama dönecek olursa, Oğuz uyuduktan sonra kalkıp oyucakları arasından Omnitrix saati arayıp buldum. Koluma takıp yattım yatağıma. Düğmesine her basışımda tavanda beliren yaratıkları izlemeye ve düşünmeye başladım. Düşündükçe farkına vardım ki; bu yaratıkların özelliklerini taşıyoruz. Özellikle biz kadınlar...Şimşek Hız mesela; çok hızlı haraket edip düşünebiliyor, sivri tırnaklarıyla saldırıyor. Ateş Topu; ateş topu fırlatabilmesinin yanında ateşte söndürebiliyor. Elmas Kafa; elmastan duvar ve korunak yapabiliyor. Bizimkiler elmastan olmasa bile isteyince mükemmel beceririz duvar örme işini. Yüzen Çene; çok güçlü çene yapısına sahip. Bu konuda bizimle yarışabilecek yalnızca bu yaratıktır, herhalde. Gölge Hayalete gelince; karşısındakinin beynini kontrol ederek kabuslar görmesini sağlayabiliyor. Şükür ki; tanıdığım böyle bir kadını geçenlerde hayatımdan tamamen çıkarttım. İşte böyle; düşününce farkına vardım, bu yaratıkların bir şekilde birilerinde beden bulmuş olduklarını.
Uykuya dalmadan önce son hatırladığım, biraz ürkmeye başladığımdı. Sabah gözlerim, kolumdaki saati dikkatlice inceleyen ve bakışlarında soru işareti olan Erdo'nun gözleriyle buluştu. O andan itibaren hangi yaratığa dönüştüğümde bana kalsın.
ÖZGÜR TAMŞEN YÜCEDAL
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder