20 Nisan 2011 Çarşamba

BİZ KADINLAR



    Kadınlar büyürler mi gerçekten. Şu erkekler yüzünden acı çekmeyecek kadar, yeterince. Bundan sonra hiç bir erkek beni ağlatamaz, ayrıldığımda yerlerde sürünmeme sebep olamaz, kiminle birlikte olursa olsun kıskanmam mümkün değil...uzar gider. Kalbe söz geçirebilen varmıdır acaba? Bir durup bakınca ergenliktede, evliykende, yaşlılar evindeykende kadın hep aynı kadın. Aslında sadece ilişkiler değil genel birçok olaya verdiğimiz tepkiler çok benzer.

     Vücutlarımızla hep bir zorumuzun olması. Ben kendinden memnun olanına henüz rastlamadım. Kilolarla mücadele, başladığı gibi bitiveren diyetler zaten başlı başına ayrı bir konu. Nasıl zayıflayabileceğimiz konusunda bilmediğimiz yok evel allah, iş uygulamaya gelince fosss. Yok cildim böyle, saçlarım hacimsiz, boyum kısa ya da çok uzun, ayak bileklerim kalın, göğüslerim şöyle böyle, bitmez. Bu konuda vahim olan bunları erkeklerin yanında rahatlıkla dile getirip o ana kadar dikkatlerini çekmemişse bile o andan sonra gözlerine sokmak. Eşini baskül niyetine kullanmayan azdır zannediyorum. Eşinin ya da sevgilisinin, yanlarından geçen diğer kadına bakıp; ''Hayatım benim popom şu kadınınki kadar büyükmü?'' dediği andan itibaren adam, yanından geçen hatunların dötlerine daha dikkatli bakmaya başlamaz mı? Çok şişirmemek şartıyla egomzun hafif ayakta olması yeterli bence.

     Bir de en azından benim farkına varmamın vakit aldığı bir konu daha var. Biz kadınların, sorunu dile getirmeden küsme hallerimiz. Adam birşey yapar ya da söyler ve biz küseriz. Ama; adamcağızın birşeyden haberi yok, farkında bile değil. Asıl vahimi, adamın anlayıp özürdilemesini bekleme sürecine girme hallerimiz. Böyle birşey yok arkadaşlar. Bu durumda size ''çok beklersin'' denilebilinir. Üstüne üstlük uzatırsan, bir iki gün sonra adam seninle konuşmamaya başlar. Çünkü;  onun olup biten hakkında hiç bir fikri yoktur. Bakış açılarımız erkelerle o kadar farklı ki; yaşadığımız şeyden sonra içine girdiğimiz dargınlık dehlizinde tamamen yalnızızdır. Haberi olmadığı içinde konuşmama halinizi anlamlandıramaz o beyinciği ve bu sefer o bize küsüverir. İş uzarsada sebep bile unutulur, arapçasına dönüşme ya da ayıkla pirincin taşını durumu.
                                                                    ÖZGÜR TAMŞEN YÜCEDAL

Hiç yorum yok: