5 Nisan 2011 Salı

KAHVE & SİGARA

Lüks yaşamak nedir? Sizin için lüksün tanımı ne, gerçekten.


Son yaşadığımız sağlık sorunuyla ilgili tecrübeden sonra benim için artık tek tanımı var, lüks yaşamanın. Cevap; sağlıklı yaşayabilmek. Genel  kontrol amaçlı çektirdiğim röntgen filimlerinde çıkan ve beni endişeye sevkeden sonuçlardan sonra inancım kesinlik kazandı. Şükür ki herşey temiz çıktı. Ama on gün boyunca yaşadığım endişeler, korkular açıverdi gözlerimi. Özellikle sigara konusunda...Çekilen her nefesin, beni adım adım dönüşü olmayan bir yola  götürüyor olduğu gerçeği çarpıverdi yüzüme. Sahip olduğumuz, bize emanet edilmiş muhteşem bir makine olan vücudumuzun bize küsebileceği gerçeği. Sonuçları aldıktan sonra kardeşlerimi arayıp onlara da aynı şeyleri söyledim. Çektiğimiz tüm nefesleri bizden acıyla geri alabilir, iyi bakmamamızın öcünü hastalanarak  bizden alabilir ciğerlerimiz.


Anladım ki, ölmekten korkmuyor insan aslında. Geride bırakacaklarını düşünüyor ve bu sebeple acı çekiyor. Çocuklarını ailesini düşünüyor. Ama en çok çocuklarını ve annesini düşünüyor. Neyse; bu sebeple zehirle aramdaki özel ilişki şekillenmiş oldu. Şu tatlı krizlerinide aştıkmı tamamdır. Her şeyde bir hayır varmış gerçekten.

Bu zamana kadar sohpetleri, çayı, kahveyi, içkiyi  renklendirenin, keyif verici hale getirirenin sigara olduğuna inanırdım. Ama anlıyorum ki alakası yokmuş. Geçen gün Özlem'le dört saat geçirdik benim iş yerimde. Ofiste bu kadar saat çalışıp  sigara içmemiş olmak mümkünmüş. Türk kahveside içilebiliniyormuş sigara olmadan. Çokta sınamıyorum kendimi, irademle kavgaya girmedim. Beyne vurduğu anda günde iki kere falan tellendiriyorum; içime çekmekten korkarak.

Yaşam dediğimiz hengamenin içinde bir çok şeye, sevdiklerimize yeterli özeni, imtinayı göstermiyoruz. Kaybettikten, risk altına girdikten sonrada pişman oluyoruz. Kimi zaman  son bir şansımız oluyor, kimi zaman olmuyor. Söz konusu sağlık olunca olayın rengi çok daha başka ve ciddi. Bu yazı birçok bağımlı için birşey ifade etmeyebilir arkadaşlar. Ama arasıra bu meretten muzderip olmuş olan insanların son pişmanlıklarını yazmış olduklarını yazıları okumanızı öneririm.


ÖZGÜR TAMŞEN YÜCEDAL

Hiç yorum yok: