10 Mart 2011 Perşembe

TESLİMİYET



İnanmak; yaratıcı bir güç olduğuna inanmak. Karşılıksız seven, koruyup kollayan, sonsuz bir güç olduğuna inanmak.Cennet cehennemin aslında bu dünyada olduğuna inanmak. İlahi adaletin olduğuna inanmak.

Bütün bunları kabul edip inanıyor olmak; güvende olduğumuzu hissettiriyor. Haksızlıklara katlanma gücü veriyor. Hırslarımızdan arınmamıza yardımcı oluyor.

Uzun zaman önceydi; düşüncelerim bir kıskaç içinde kalmış, canımı acıtıyordu. Uyku uyuyamaz duruma gelmiştim adeta. Bana takınmış olduğu tavır, söyledikleri korkutmuştu, beni.Gözlerinizi kapatsanız ağzından alevler çıkıyor zannederdiniz.İçinde neye kime olduğunu tam anlayamadığı,bastıramadığı öfke vardı. Ama o beni yargılamayı seçmişti. Bense karşısında lal olmuştum. Öylece dinledim; ağlayarak ayrılmadan önce tek birşey söyledim. ''Bu sözleri hak edecek hiç birşey yapmadım.''

Suskunluğum günlerce sürdü. Beynimde, yüreğimde fırtınalar koptu. Sürekli mücadele ettim düşüncelerimle. Öyle bir öfke vardı ki içimde, içime sığamayan.Öte yandan bu düşünceleri kendine yakıştıramayan, direnen iç sesim.

Gene o uçurumun kenarındaydım.Ve biliyordum ki; uzun zaman uçuruma bakarsan, o benim içime bakmaya başlayacaktı.

Bir feribot geldi, yetişti yardımıma. Aldı götürdü beni uzaklara. Sustum; buz gibi geceler uyuyup, buz gibi sabahlarına uyandım. Rüzgarı dinleyip ateşi seyrettim. Sonunda teslim oldum. Ben halledemiyorum sen hallet dedim. Mavi bir kelebek kanat çırpıverdi uzak bir yerde..

Ve döndüm. Huzur bulduğum seslerin, bakışların olduğu evime. O günle ilgili herşeyi attım bir köşeye. Bir daha da hiç konuşmadım, o günle ilgili. Çünkü; kendimi sorgulamış, beraat etmiştim. Kendimle olan hesabım kapanmıştı. Onun hesabı da kendisiyleydi.

Çok geçmedi bir hafta sonra benim kapımdaydı, eşiyle. Eşi ağlıyordu. Hırsından deliye dönmüştü. ''Benimle nasıl öyle konuşabildi? Ona bunca desteğimden sonra hakettiğim bumuydu? Yazıklar olsun!'' diye naralar atıyordu. Bunlar o günden sonra benim kafamda çalkalanan ve dile getirmeyi bırakın, düşünmeyi yakıştıramadığım sözlerdi. Ve o bütün onları unutmuş başkası için söylüyordu bunları.Demek kendiside haketmediğine inandığı sözler duymuştu.

Ben adalete güvenerek teslim olmuştum, özgürdüm.Ya o? Mahkumiyeti ne kadar sürecekti? Cevabı yalnızca kendi içindeydi. Bütün cevapların olduğu yerde. Umuyorum içine doğru bakmayı öğrenebilmiştir.

                   ÖZGÜR TAMŞEN YÜCEDAL

Hiç yorum yok: