26 Mart 2011 Cumartesi

BİLGİSAYAR OYUNLARIIIIIIII



   Hemen hemen her akşam, iş dönüşü yaşadığımız bir rutin var. Oğlum Oğuz'la ortalama yarım saat kadar bilgisayar oyunu oynamak. Babasına ''hoşgeldin'' demesiyle sürecin başladığını  küçücük kafası o kadar kanıksamış ki; gün içinde her '' Hoşgeldin '' dediğinde bilgisayar oynamaya  başlayacağımızı zannediyor. Geçen sabah babasını '' Hoşgeldin baba '' diyerek uyandırdı, elinde bilgisayarla...

  Neyse; bu oyunların çocuklara ne gibi faydaları olduğunu tam olarak bilmiyorum. Ama ben kendi zekamdan şüphe eder duruma geldim. Bu zeka ve beceri kategorilerindeki oyunları kaç yaşındaki çocuklar oynuyorlar allah aşkına? Bazı oyuncaklardan söz etmiyorum bile. Geçen Vilo (anneannesi) bir robot hediye etti. Oyuncağın kutusunun üzerinde  5 yaş için yazıyordu, biri 35 ve biri 40 yaşında iki kişi oturduk başına; çözebilene aşkolsun. En sonunda çekildim bi köşeye hakkından geldim ama tekrar bozup yapmaya cesaretimiz yok.

   Bilgisayar oyunlarına gelince; kaç kere hırs yapıp çocuklar uyuduktan sonra devam edeyim dedim. Sonunda pes ettim. Bir kere insan ne kadar zaman geçirebilir ki bu deli makinesinin başında? Çocukcağız da anlamış olacak ki halimi; debelenmeye başladığım an '' Boşver anne başka oyun deneyelim '' diyor. En nihayetinde becerebildiğimiz bir kaç oyun belirledik, onları oynuyoruz. Onlar da yabana atılacak oyunlar değil, yanlış anlamayın...

   Anlaşılacağı üzere Oğuz boyama, puzle gibi oyunları sevmiyor, maalesef. Beni oturtuyor bilgisayarın başına alengirli ne varsa onları seçtirip mücadelemi izliyor. Hah bak almış eline yine  bilgisayarı geliyor... Hadi bana kolay gelsin!!!

                                              ÖZGÜR TAMŞEN YÜCEDAL

Hiç yorum yok: