6 Mart 2011 Pazar

BİR MUCİZEYE TANIKLIK ETMEK



Kimimiz neler olduğunun farkında olamayacak kadar küçük yaşta yaşıyoruz gebeliği.Ben; hele ilk aylarda hiç farkında değildim olup bitenin.Hastahanede geçen süreçte eve geldikten sonra bile tam olarak anlayamadım...Evde sürekli bir ağlama sesi vardı ama yabancı!!!

On gün; evde anneler,gelen gidenler sağolsunlar. Ama aralarında Erdo ve ben beyinlerimiz alınmışcasına  dolanıp duruyoruz.Ben ağlayıp duruyorum ''bu çocuğu nasıl okutacağız'' diye.Hele ilk sokağa çıkışımız bir kabustu benim için.Hamile pantolonumu giymiştim ve hiç bir potluk yoktu.Evet ben gene ağlıyordum.

Neyse sonunda cinnet geçirecek gibi olursam ben sizi ararım dedim ve Elif'le yalnız ilk günümüzü geçirdik.Ütü masasının başında Elif'in ağız bezine ütüyü sürdüğün anda etrafa yayılan süt kokusu beni gene ağlatmıştı.Ama bu kez mutluluktan.O an onu koynuma aldım beraber uyuduk ve tanıştık!!!

İkinci hamileliğimi ilk gününden itibaren anı kaçırmadan ve keyifle yaşadım.Bir mucizeye tanıklık ediyordum;vücudumda bir canlı büyüyordu.Bedenimi,yediklerimi,duygularımı paylaşan bir kiracı.Dokuz ay sonra bu kiracının bedenimden ayrılacağını bildiğim için keyif ettik bol bol.

Beraber en sevdiğim şeyleri yaptık.En sevdiğim yemekleri yedik,en sevdiğim müzikleri dinledik,en sevdiklerimle beraber olduk...Her anı için Tanrı'ya şükrediyorum.

Benim için  çok mutlu bir an olmasının yanında hüzünde veriyor doğum.Çünkü çocuklarımızla bir daha hiç hamilelikteki kadar yakın olamıyoruz.Hani bazen severken insanın içine sokası gelir ya öper öper doyamazsın o misal.

Bu sebepten hastahanedeki buluşmamızı hayal ettiğim gibi organize ettim.Oğuz odaya yanımıza geldiğinde sadece babası ve ablası eşlik ettiler bize.Odada mucizeyle birlikte gelen sevgi,huzur ve aşk vardı yalnız.

Hiç yorum yok: