1 Mart 2011 Salı

PUSLU HAVALAR



Hep sevmişimdir bu puslu havaları! İnsanın yataktan çıkası gelmez, kitaplar filmlerle yatağa gömülüp kalır. Hele bir de yanında içecek sıcak birşeyler varsa deyme keyfime...Dün çok çok uzun zamandan sonra ilk defa evde yalnız kaldım. Bir yılı geçkin süredir böyle bir keyif yapamamıştım. Hiç birşey yapmak zorunda olmamanın keyfini çıkarttım. Zorumluluk, sorumluluk olmadan. Çalışan bayanlar hep özleriz böyle günleri ama 2 gün  yeter. Dürtmeye başlar içimizdeki canavar sokağa çık, çalış diye.




Loğusa dönemlerim hep bu canavar yüzünden kabusa dönüşmüştür. Bir daha asla eski yaşantıma dönemeyeceğim, çalışamayacağım, istediğimi giyemiyeceğim korkularıyla. Ama zaman herşeye olduğu gibi bu kabusada ilaç oldu ve geçti. Tekrar buluştum; kahve içtim, çalıştım, okudum eski Özgür'le.

Bugünde puslu bir hava var dışarıda. Penceremden bakınca köpüren deniz içimde dalgalanıyor gibi. Bana eşlik eden kahvemi bitirip hazırlanıp işe gitmek için çıkmak zorundayım. Yanımda duran sıcak, üzerinde hala eşimin kokusu olan yumuşacık yastıklardan ayrılmak ne kadar zor olsada...

                                                              ÖZGÜR TAMŞEN YÜCEDAL

Hiç yorum yok: