11 Mayıs 2011 Çarşamba

HATIRLATMA

Günlüğümün sayfalarında karşıma çıkan, zamanında Meral Okay'la yapılan bir söyleşiden aldığım notları sizlerle paylaşmak istedim. Bana zaman zaman çok iyi gelir, silkeler bu tür küçük hatırlatmalar. Kimbilir şimdi olmasa bile günün birinde sizinde ihtiyacınız olabilir? Sevgiyle kalın.

                                                                     ÖZGÜR TAMŞEN YÜCEDAL

 

        Başarıyı birtek kendinden menkul ve birtek sana bağlı, mutlak zannedersen; akıl sağlığını koruyamazsın. İşini yap, temiz, dürüst yap, tamam. İnsanların kalbini kırmadan, onların hayatlarıyla ilgili kurmak istediklerini kırmadan işini yap. Kimsenin ayağına basmadan, düzgün sıra içinde durmasını bilerek. Birlikte iş yaptığın insanlara inanarak, ellerini tutarak. Kendi hayatlarına müdrik olamayan gariban ölümlüleriz, bizler. Önce bunları başarmak lazım.

      Geleceği görebiliyor muyuz? Hayır. Sevdiklerimizin canının yanmasını engelleyebiliyor muyuz? Hayır. Dünyada acı çeken insanlar için birşey yapabiliyormuyuz? Bir an bile olsa onlara ışık, umut verebiliyormuyuz? Eeee bunun neresi başarı? Ne anladım ben bu işten. Başarı dediğin,  akıl ve ruh sağlığıdır. İyi insan olarak yaşayabilmek, adil olabilmek, vicdanını sağlam tutabilmek.

      Gerçek korkuyu görünce diğerlerinin çok minör olduğunu görüyorsun. Yani; ölüme temas etmek, etrafında dolaşmak. Değmek! Elin yanar. Korkmamak; ana eksen çünkü. O kadar korktum ki ben; birinin canının yanmasından, ölüme koşmasından.

      Geleceğe asla bakmam. Hayat, birşeyler yuvarlar ayağımıza. Güvendiğim şey; hergüne yeniden başlayabiliyorum. Yeter ki Tanrı, sağlığımızı korusun.

                                                                     MERAL OKAY

                                                                  14 / Temmuz / 2002

Hiç yorum yok: