16 Haziran 2011 Perşembe

SUSKUNUM BUGÜN

 

    Gene o sabahlardan birine uyandım; yalnızca ''suskunluk'' var. Düşüncelerimin, korkularımın, itiraz ve kabullenişlerimin kelimeleri bir martının gagasında, gökyüzündeki bulutların arkasına uçup gitmiş gibiler. Bakışlarım bir yere dalmış bakıyor ama nereye? İşte gene herşeyin görünmez olduğu bir gün. Herkes sussun istiyorum, herkes ''tıpppp'' oynasın. Dün gece Ay'la beraber bende tutuldum kaldım, galiba.

     Hüzünlü değil huzurlu bir hal aslında, üzerimdeki. Beni etkileyen filmlerin sonunda da böyle olurum, ben. Kimseler konuşmasın isterim ki; o içine girdiğim, tanımadığım acıların, buluşma, ayrılıkların, terkedilmişliklerin olduğu dünyaların içinde rahatça gezinebileyim, iliklerime kadar hissedebileyim. Sonrasında da; yeni bir masalla tanışayım . Beni çoğaltır o masallar. Daha doğrusu, içimdeki hayatları çoğaltıp, beslerler.

    Bu suskunluğun içine gönüllüce girmemin sebebi de, sonunda dahili olduğum yeni bir masal olması. O gelene kadar ben, bu huzurlu suskunluğumun içinde onu bekliyor olacağım.

ÖZGÜR TAMŞEN YÜCEDAL

6 yorum:

BuRCu dedi ki...

Çok güzel anlatmışsınız. Birdenbire gelen 'huzur'larım var benim de. Dış seslere kapalı olduğum bu zamanlarda kendimi yenilediğime inanmaya başladım. Mutlu sonlu masallar sizinle olsun ;)

ouzelf dedi ki...

Umuyorum ki; masallarımız hiç bitmesin. İçinde masalların olmadığı hayatlar korkutur beni de. Sizin içinde güzel masallar diliyorum, Burcu. Sevgiyle...

BuRCu dedi ki...

Çok teşekkür ediyorum. Sevgilerimle, iyi günler.

Belgin Aydın dedi ki...

Suskunluğumuz kabullenişimizdir, hayalkırıklıklarımız, umutlarımızdır, büyüdüğümüzün farkına varmak ve buna açılan sessiz isyan bayrağımızıdır. Ben seni suskunken veya haykırırken veya kahkahalarla gülerken veya sessizce ağlarken, üzülürken, sevinirken, konuşurken, susarken özellikle yazarken hep sevdim daima seveceğim...

ouzelf dedi ki...

Canımın üçü; sınırlara gelip lal olmayalımda bu kabullenişlerin sonunda!!! Gerçi birbirimize anlatacağımız masallarımız hep olacak ve koruyacaklar bizi...Bu arada voltranı oluşturma zamanımız gelmedi mi?

Belgin Aydın dedi ki...

Ayy burnuma neler koktu... Rakı, balık, kavun, yanında iki muhabbet bir kahkaha, pasta, çay, seyredilen filmler, okunan kitaplar, çocuklarımız, en son bi de memleketi kurtarma teknikleri hakkında tartışma, ohhhh gel keyfim gel... Voltran, voltran, voltran....