28 Haziran 2011 Salı

EYLÜLDÜ AŞKIM



 

 

      Kapakta ki kelebek olmuştu elime almama sebep. İlk sayfadan itibaren samimi yazım dili, bir çok kadının hayal ettiğini tahmin ettiğim dostluklar, hep istediğmiz ama bir türlü beceremediğimiz; olduğu gibi kabul edişler edilişler, aşk, annelik, korkular ve kader; hepsiydi büyük keyifle okumama sebep.

 

       ARKA KAPAKTAN:

      ''İstediğimiz şeyleri yapamıyormuşuz...Ya da istemediklerimizi...Onlar oluyor ya da olmuyormuş...Biz ne kadar çabalasak da...Yolun kendi kıvrımları varmış, hiç farkedilmeyen uzaktan...Yaşam karar almaktan çok alınmış kararlarmış zaten, bir film seyretmekmiş habersizce, içinde biz seyredilirken...Kocaman dudaklar değilmiş bizi hayata bağlayan ay ışığındaki gecelerde...Ya da sadece görmek istediklerimizi duvarlara asmak ev dolusu...Küçücük bir parmağın yavaşça saça dolanması kadar basit herşey. Ve anlık.


      Bir gün içinde sapacaktı yollar küçük bahçemden uzaklara. Bir gün ansızın saçlarıma dolanacaktı kader.''


Eylüldü Aşkım aynı apartmanda yaşayan bir grup kadının sıcacık dostluklarının öyküsü. Karanlık gökyüzünde çevrelerini aydınlatsalar da kendi yollarını bulmak için birbirlerinin ışığına ihtiyaç duyan bir avuç yıldız; Zeyno, Hicran, Damla, Necla, Şerbet...Mimi! Gün yüzü görmez pavyonlardan moda dünyasının renkli ışıklarına, aşkın tatlı esintisinden ayrılığın kör kuyularına, küçük burjuva hayatların kuralsız gecelerinden aşiretlerin kanlı kurallarına, ölümü beklerken yaşamla tanışmaya uzanan bir yolda, paylaştıkları büyük sırla birlikte yürüyecekler...Bir kelebeğinki kadar kısa olsa da hayat, Tanrı'nın sunduklarını hep kabul edecekler.


ÖZGÜR TAMŞEN YÜCEDAL

Hiç yorum yok: