16 Ağustos 2011 Salı

DOST DEDİĞİM!



Bir insanın hayatında gerçekten kaç tane dostu olabilir ki?


Kaç kişiye sorgusuz, sualsiz güvenebilirsiniz? İyi gününüzde, kötü gününüzde, aldatıldığınızda, aşık olduğunuzda, ağlayıp zırladığınızda, gülmekten kendinizi alamadığınızda, çok ama çok şaşırdığınızda arayacağınız ilk kişi kimdir? Size kim akıl versin istersiniz? Kimin size herşeyin yoluna gireceğini söylemesini beklersiniz? Sizi yargılamadan, olduğunuz gibi sevebilecek kaç kişi var, hayatınızda?

Güvenmek ve güvenildiğini bilmek...


Kıskançlık yok, şüphe yok. Okurken bile ürperten bir kelime, değil mi: ŞÜPHE DUYMAMAK! Nasıl bir armağan, nasıl büyük bir lüks. İnsan zamanı geliyor ailesinden bile şüphe duyabiliyor, en büyük hayal kırıklıklarını ummadığı yakınlardan yiyorken, şüphe duymadığın bir ilişki.

Hesabı tutulan, sıraya konan hiçbir beklenti yoktur...


Hadi buldun diyelim, dostu! Hiçbir ilişkide olmadığı gibi dostluğunda bir kullanma kılavuzu yoktur. Dostunun hayatındakileri sever sayarsın; onun hayatının, mutluluğunu etkiledikleri için. Onları yaşamındaki varlıkları, dostundan dolayıdır.


Ama yaş ilerledikçe ( bu cümleden nefret ediyorum ); dostlukları yürütmek benim için gittikçe kolaylaşıyor. Hayal kırıklığına uğramam gittikçe güçleşiyor, beklentilerimin, umrumda olanların gittikçe azalmasıyla doğru orantılı olarak...Diğer yandan; bunca elemeden sonra hayatımda anlamını yitirenler de telafisi olmayacak şekilde silinip gidiyorlar.


Çünkü Özgür inanıyor ki;


hayat kısa,


hayat kah çok anlamlı, kah çok anlamsız,


hayat kah değerli, kah değersiz,


eeee bir de; ''hayat bir sudur iç iç kudur'' diyenlerin bir bildikleri var ve doğru söylemişlerse, değer mi bunca teferruata.


ÖZGÜR TAMŞEN YÜCEDAL


3 yorum:

BuRCu dedi ki...

Sonlara doğru anlattığın her şeyi irdelersek ve eleme yaparsak benim hiç dostum yok. Bu belki de benimle ilgilidir. Gitgide şüpheci biri olmamdır buna sebep. Yine de farkındayım ki değer verdiğim ve değer verdiğine inandığım, yer yer emin olduğum kıymetli arkadaşlarım-dostlarım var. Her an yanımda olamasalar, her an yanlarında olamasam da var. Dediğim gibi oturup tek tek her kriteri irdelemez isek.

Beklentilerimiz azaldığı zaman ne kadar da kolay gözüküyor değil mi? O da zor iş gerçekten.
Var olan dostlarla kıymetli zamanlara... ;)

ouzelf dedi ki...

Dileğin için teşekkür ediyorum, Burcu. Yazmış olduğum gibi işte, kullanma kılavuzu yok, hepimizin kriterleri, beklentileri farklı olabiliyor. Beklentilerin de insanın kendi iç dünyasında mutlu olup olmamasına göre değiştiğini gözlemliyorum. Var olan kıymetli dostlarla kıymetli zamanlara diyerek sevgilerimi yolluyorum.

betül dedi ki...

ben de buna kabullenme diyorum kendi açımdan.