Dalgalandım da, nasıl, ne zaman durulacağım, bilinmiyor.
Birkaç gün önce herşey normal, ben sakin, sabırlı, huşuuu içindeydim. Şimdi mi; her an patlamaya hazır bir bomba... İnsana iki gün önce, çok normal gelen olaylar, üzerinden geçen zaman yalnızca iki gün olsa bile birden bire çıldırtıcı, tahammül edilemez hale nasıl gelebiliyor? Melek gibi gördüklerin nasıl, birden seni yoketmeye çalışan birer canavar olabiliyor, gözünde? Dün markette; promasyon ürün tanıtımı yapan kızcağızı, ikinci kere yoluma çıktığında boğasım geldi, bu sabah hastanede hemşireye girişiyordum, az kaldı. Kim ne söylese; küfrediyor sanki. Bıçak geldi bir yere dayandı ama kemik mi, neresi, bilemedim.
Üstüne üstlük bir de karşımdakilerin yerine kendimi koyarak düşünmeye zorlama, kafamda suçlu ve haksızlığımı kanıtlama halim var ki, sormayın gitsin. Marketteki kızın tanıttığı üründen dört adet almam, her ne kadar beni duymamazlığa gelerek arkasını dönüp gitmiş olsada hemşireden, o anda çok endişelendiğin için eleştiride bulunduğumu açıklayarak özür dilemiş olmamda bu zorlama hallerinin sonuçları olsa gerek. Ama bu kadar empatide bu bünyeye ağır geliyor.
Şimdi gene gidesim, susasım var yazacağım, içinde susası, gidesi olmayanımız yok, şükür. Hani şu deve, diyar denklemi var ya ben bu deveyi gütmeye, yani şu dağılma dönemlerimi çabalayıp en az hasarla atlatmaya çalışmaya devam edeceğim, galiba.
Şimdiii; saat altı gibi Özgür ofisten çıkar, pastaneden, özellikle Belgin'in ikizleri için kaymaklı ekmek kadayıfını, eve uğrayıp Oğuz'u, fırından pideleri alır, kardeşlerin en çılgını Özlem'le buluşup, dostların en dobrasının evine çoluk çocuk yemek yemeye gider. Yemek sonrasında bir semaver çay kondumu balkona, tüttürdünmü birde cigara nasıl olur biliyormusunuz Özgür; ne dalga kalır, ne empati, ne sinir, ne stres. Du bakalım hayırlısı. Dedim ya eğer şimdilik, gitmeyeceksen bu diyarlardan, formüller üretip yeni yollar bulacak, çıkışlar arayacaksın. Öyle karaları bağlayıp, kılıçları kuşanıp oturduğun yerde durmakla olmuyor. İnsanın bir günü bir gününü de tutmuyor. Sevgiyle...
ÖZGÜR TAMŞEN YÜCEDAL
3 yorum:
Varolduğun için, varolduğumu hissettirdiğin için, ouz için, elif için, hayata katlanmayı kolaylaştırdığın için, okuduğun kitapları, seyrettiğin filmleri anlattığın için, yargılamadığın için, yanlış anlaşılmaktan korkabildiğin için, sorduğun için, cevapladığın için, çayı sevdiğin için, zaman ayırdığın için, ağlayabildiğin için, anladığın için, ekmek kadayıfı için, payetli tayt için, aradığın için, geldiğin için, güldüğün için, cevap beklemediğin için, paylaştığın için, hak verdiğin için, kızsanda iki gün sürdüğü için, korumaya çalıştığın için, kızdığın için, yokken bile yanımda olduğun için, beklentisizliğin için, yazdığın için, pişman olmadığın için, unutmayacağın için, daima kelimesine inandırdığın için, üzüntüme üzüldüğün, sevincime sevindiğin için, sevildiğimi bildiğim için, dostluğun için teşekkür ederim..
Varolduğun için, varolduğumu hissettirdiğin için, Deniz için, ikizler için, Muhteşem kadın Makbuş için, hayata katlanmayı kolaylaştırdığın için, yargılamadığın için, sorduğun için, cevapladığın için, çayı sevdiğin için, zaman ayırdığın için, ağlamadığın için, anladığın için, aradığın için, geldiğin için, güldüğün için, cevap beklemediğin için, cevapsız bıraktığın için, paylaştığın için, hak verdiğin için, çok zor kızıp sonunda affetmediğin için, korumaya çalıştığın için, yokken bile yanımda olduğun için, beklentisizliğin için, pişman olmadığın için, unutmayacağın için, daima kelimesine inandırdığın için, üzüntüme üzüldüğün, sevincime sevindiğin için, sevildiğimi bildiğim için, dostluğun için teşekkür ederim..
Tamam, ödeştik o zaman...
Yorum Gönder