Doğumdan sonra geçen kırk günün sırrına hep inanmış, Oğuz'dan sonra dört elle sarılmıştım. Ama Oğuz'un kırkının çıkması bir altı ay kadar sürmüştü. Yani kırkından sonra beklenen; biraz daha düzene girmiş uykular, azalan ağlama krizleri, biraz daha kendine gelmiş anne...Altı ay kadar ağladı, gecemiz gündüzümüz birbirine karıştı desem, yeterli olur sanırım. Bu pazar günü evimizde tatlı bir telaş vardı, beklediğimiz özel bir misafir; Zeynep Bebek...Kekler pişirdik, keselere şekerimizi, pirincimizi, çörek otumuzu koyduk, yumurtaları pamuklara sardık bir de ''Küçük Prens'' kitabını Oğuz adına imzalayarak günün hatırası olarak paketledik. Baş cimcimemiz Melis'ten sonra özlediğimiz bebek kokusunu çektik içimize, gazını çıkarttık, kırkını uçurttuk...
NOT: Tarkan konseriyle ilgili yazacak birşey bulamıyorum, büyük süpriz yaparak tek şarkı için sahneye çıkan Ajda Pekkan için ise yazacak hiçbirşey bulamıyorum. Geldi ve geçti, şükürler olsun. Gerçi Elif'le teyzesi oldukça iyi vakit geçirdiler. Gecede benim en iyi vakit geçirdiğim yer; konser sonrası Yeşilköy'de, oturup kahvelerimizi yudumladığımız çay bahçesiydi.
ÖZGÜR TAMŞEN YÜCEDAL
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder