Ne zaman bir çocuk ya da gencin kahkalarını duysam buruk bir tebessüm yerleşir dudaklarıma, ağlamak isterim. Bir daha asla ulaşamayacağım masumiyetimin ardından. Ben yüreğimle gülmeyeli yıllar oldu. Mutsuzum demek değil bu ama uzun süre aradım bir yerlerde cebimden düşürüp kaybettiğim neşemi. Çok sokaklara girmem, karanlık kuyuların kenarlarından dönmem gerekti. Sonra küçük mutlu anları keşfettim. Büyük mutluluklar peşinde koşma budalalığından vazgeçtim.
İçinde kendimizi bile kaybettiğimiz hayat denen koşturmacada, mutsuz olmak çok kolay ve korkakçaydı. Bende bulup çıkartmaya, biriktirmeye başladım, o anları. Salonumda açan orkidenin tomurcuğunu ilk gördüğüm anda, her sabah bir mucizeymişcesine beni selamlayan denizi izlediğim anda, çocuklarım göğsümdeyken hissettiğim huzur dolu anlarda...Şimdi herşey daha kolay gözüküyor. Daha az karmaşık. Ama; yıllar önce bir Türk filmi izlerken, kızımın gözlerinden yaş gelircesine kahkaha attığnı duyduğum anda yüreğimde hissettiğim coşku gibisini çok az yaşadım. Biz büyüklerin belki de tek ulaşmak istedikleri, özledikleri ama asla geri gelmeyecek masumiyet çok uzaklarda kaldı.
ÖZGÜR TAMŞEN YÜCEDAL
8 yorum:
>Masum kalmak istiyorum. Yasananlarin ardindan kusmekten korkuyorum dunyaya. Sayisiz sorular soruyor, sebepler siraliyorum aklimca. Bir yandan insanlari, bir yandan hatirlari ayikliyorum hafizamdan. Hapsetmek istiyorum onlari, hatiralarini, yasattiklari duygulari. Yer acmak istiyorum, tertemiz bir mekan, masum kalmis bir ruh, saf bir duygu karsilasin istiyorum yeni yola cikmislari. Masum kalmak istiyorum, gecmisten ders almamis sekilde baslamak istiyorum her defasinda. Konu aska geldimi, cocuk kalmak istiyorum ve gulebilmek istiyorum kahkahalarla sevgilinin yaptigi her sakaya, tipki o kucuk kizin katila katila attigi kahkalar sicaklikliginda. Inan yalniz kalmaktan degil, esir alinmaktan korkuyorum hafizama. Konu aska geldimi; masum kalmak istiyorum ve her defasinda hic yasanmamis bir duyguyu kovalarmiscasina kayitsiz baslamak istiyorum yarina.
>MASUMİYET ÇOK UZAKLARDA KALDI AMA BELKİ BİR GÜN BİRİ ATTIRIR O KAHKAHALARI KİMBİLİR?????
geçen gün çocuk parkından gelen neşeli kahkahaları duyan dört yaşındaki oğlum aynen şunları söyledi: "Çocukların iki beyni var, biri düşünme beyni, diğeri de eğlenme beyni. Eğlenme beyni büyüyünce kayboluyo, düşünme beyni kalıyo sadece..." çok çocukça görünse de aslıne ne kadar da bilgece ve düşündürücü değil mi? büyüdükçe o eğlenme beynimizi öldürmemeyi başarsak...
Bunca düşünce, endişeler, korkular vb. arasında eğlence beynini bıraktım ben beynimi kaybetmemeye çalışıyorum. tatlım. Şükür ki zaman zaman çocukların araladığı pencereden bakabiliyorum; ama gene: onlarda büyüdüğünde ne yapacağımı bilememenin korkusuyla. Sevgiler...
Büyümek ve korkmak zorunda diiliz. Şartlandırılmışlıklar ve sürekli endişe etmemiz oyulmuş beyinlerimize. Şiddetle reddediyorum korunmak adına dayatmaları ve herşeyin sonunun birgün geleceğini bilerek, ota boka gülmeyi tercih ediyorum. Kuruntular neticeyi değiştirmiyecekse, zevk almaya bakalım.... Özgür sevyom seni ayrıca:)))
Bazı anlar oluyor ki; bakış açımı değiştirerek, farklı anlamaya çalışıken, anlatılanların içinde hiç önemsemediğim detaylara dikkat etmeye çalışıken buluveriyorum kendimi. Zamanın birinde yazmış olduğum yazıyı bugün, tekrar tekrar okuyup sonra da paylaşmak istemem bu sebeptendir. Hatırlatsın istedim bana; büyümek çabasından vazgeçmem gerektiğini, ayrıntılarda boğulmamak gerektiğini...Bu arada bende seni seviyom, Belgin, yaralanmış hayvanların iyileşeceğine dair umut beslememize hala ve hala sebep olduğun için. Yara almış herkesin bir gün iyileşmesini ve masumca kahkaha atabilmesi dileğiyle...
Küçük mutlulukları biriktirmek hala masumiyetin bir yerde gizlendiğini, ara ara kendisini gösterdiğini açıklamıyor mu aslında? Büyürken içimizdeki çocuğu beslemeyi unutmamalıyız belki de.
Sevgilerimle...
Kesinlikle haklısın, Burcu. Bir arkadaşımdan öğrendim ben de; içimdeki kumbarada biriktirmeyi, böyle küçük mutlulukları.Sevgiyle...
Yorum Gönder