23 Şubat 2011 Çarşamba

PUSLU HAVALAR

Hep sevmişimdir bu puslu havaları!İnsanın yataktan çıkası gelmez.kitaplar filmlerle yatağa gömülüp kalır.Hele birde yanında içecek sıcak birşeyler varsa deyme keyfime...Dün çok çok uzun zamandan sonra ilk defa evde yalnız kaldım.Bir yılı geçkin süredir böyle bir keyif yapamamıştım.Hiç birşey yapmak zorunda olmamanın keyfini çıkarttım.Zorumluluk sorumluluk olmadan.Çalışan bayanlar hep özleriz böyle günleri ama 2 gün  yeter.Dürtmeye başlar içimizdeki canavar sokağa çık çalış diye.

  Loğusa dönemlerim hep bu canavar yüzünden kabusa dönüşmüştür.Bir daha asla eski yaşantıma dönemeyeceğim,çalışamayacağım,istediğimi giyemiyeceğim korkularıyla.Ama zaman herşeye olduğu gibi bu kabusada ilaç oldu ve geçti.Tekrar buluştum kahve içtim,çalıştım,okudum eski Özgür'le.

  Bugünde puslu bir hava var dışarıda.Penceremden bakınca köpüren deniz içimde dalgalanıyor gibi.Bana eşlik eden kahvemi bitirip hazırlanıp işe gitmek için çıkmak zorundayım.Yanımda duran sıcak ,üzerinde hala eşimin kokusu olan yumuşacık yastıklaradan ayrılmak ne kadar zor olsada...

ÖZGÜR TAMŞEN YÜCEDAL

2 yorum:

Belcim dedi ki...

>Calinti olan sadece “kareler” Bizi resmediyorum daha gitmedigimiz o yerlerde. Kareler caliyorum izledigimiz ama adini hatirlayamadigimiz filmlerden. Ustumuzde olmassa olmaz, etiketleri yeni sokulmus beyaz atletlerimiz. Uzun bir kasaba yolunda, yine filmlerden calinti bir nostaljide sen, ben ve kucuk bir otomobil. Arka fonda notalar, bizim sozlerini anlamdigimiz bir sarki; hic bir fikrimizin olmadigi ama bir o kadarda aska dair olduguna inandigimiz bir tonda. Iki cok eski arkadas, arananin onceden belirlenmis bir adres olunmadiginin farkinda, ufak mi ufak bir arayista. Cekilen resimlerde yok oyle sasali kiliklar, sasali binalar. Resimlerde tarlalar, baglar, agaclar, silinmis supurulmus bos tabaklar, kimine “peki bu neden?” dedirticek siritis suratlarimizda. Bizi resmediyorum, filmlerden calinti yaptigim insanlarla, saatlerce suren aksam sofrasinda. Kadehler ustume kadehler demek istiyorum ama ben iki kadehte indirmis bulunuyorum yelkenleri, ufaktan sizmis, kocaman bir siritis yine suratimda.Bizi resmediyorum, sallana sallana yuruken odamiza donus yolunda, aval aval bakindigimiz adini bile bilmedigimiz sokaklarda. Guluyoruz sapsalligimiza, kaybolmus oldugumuzu dusunenlere; biz aslinda kendimiz ariyoruz dermis gibi derin bir cevapla. Bizi resmediyorum, aradan gunler gecmis, donulmus yolculuktan. Ve arkadaslarla bulusulan her ortamda “eee anlat, nasildi?” diye soranlara, sessiz harflerle “guzeldi” diyen ve anlatamayacagini bilmemin verdigi sakinlikle susan;ve sadece gulumseyen Sen ve Ben.

özgür dedi ki...

>hayalimize kalem oldun can verdin sanki...o arabanın içinde o şarkıyı dinliyorum şu an!!!