29 Aralık 2011 Perşembe

KAZA MI?



Hayalleri yıllar içinde hayalet olan,


Yorganın dili elinde, nevremin köşesine yerleştirmeye çalışır, tersi düzüne dönmüşken  sabah kuşağında yayınlanan programlardan birinde '' Bunaldığınız anlarda dağları, çiçek, böcekleri düşünüp mutlu olun '' diye akıl veren psikologları öldüresi gelen,


Öldüğünde onu cennetin kapısın da '' Huriler '' in değil, kaslı-bronzlaşmış vücutlarıyla '' Hayri-ler '' in karşılamasını tercih eden,


Para alsın - almasın ama yaptığı işler karşılığında kariyer de yapıyor olmak isteyen,


Dinleniyor olmak isteyen,


Ana - baba - koca - çocuk - kaynana - kayın - hala - dadı - dıdı - mıdı kim varsa hepsini idare etmek zorunda kalan ( bırakılan ),


'' Aman idare et kızım. Sakın ayrılmayın bizleri, sülaleyi üzmeyin. Biz de böyle şey yoktur. '' diyenleri dinleyerek; kendi dışında herkesi mutlu etmek uğruna mutsuz hayatlar yaşayan,


İstediğini yiyip yiyip kilo almayan tüm kadınlardan nefret ederek yaşayan,


     Evliliğinin ilk yıllarında '' Allahım ben ne bok yedim! '' derken bir kaç yıl sonra yaşadığı ilişkinin adını '' Mantık Evliliği '' koyan,


En sağ şeritte tüm yükleri omuzlamış ağır ağır ilerlerken '' Yeter '' diyerek, iç sesinin gazı - cesaretiyle Ferrari olarak çıktığı evinin kapısından, yeni bir hayal kırıklığı, gidecek başka bir yer bulamamış olma haliyle  Kabzımal Kamyonu olarak giren,


.....enler, ....anlar liste uzayıp gidiyor. Sizlerde istediğiniz eleme ya da eklentileri yaparak kendi listenizi yapabilirsiniz.


Peki tüm bunların hepsi '' BASİT BİR EV KAZASI '' mıdır?



Biz bu gece Nünüş ve kocasıyla beraber gidip oyunu izledik. Güldük, düşündük, kendimizden bir şeyler bulduk, '' Yok artık '' dedik, dışarıdan bakabildik. Günay Karacaoğlu enerji dolu, samimi, kaygısız, kelime sekmeden, dili dolanmadan, tek başına muhteşem bir performans sergiledi. Gerçi ben yalnızca kadın izleyici alınacak bir seansın muhteşem olacağını hayal etmeden alamadım kendimi.  Katıla katıla güler, böğüre böğüre ağlarmıyız?


ÖZGÜR TAMŞEN YÜCEDAL


 

 

2 yorum:

guguk kuşu dedi ki...

ne güzel anlattın çok isterdim ben de seyredip katıla katıla gülüp böğüre böğüre ağlamayı. günay karacaoğlunu da çok severim.

ouzelf dedi ki...

Gün olur Ankara'da yaşayan ( başta Ebru )bir kaç blog yazarını kapar gelirsin belki, kimbilir? O vakit oyun izlemeye bile gerek kalmaz. İçimizde tuttuğumuz avazlarımızı bi salarız ki; kâh gözyaşı kâh kahkahalarla. Hayallerimiz hayalet olmasınlar taze tutalım:))
Bu arada sağlık-huzur dolu nice yıl başlangıçları diliyorum Guguk Kuşu.Sevgiyle...