Adı futbol; topla oynanan spor dallarından biri. ( Ayak Topu ) Sahada bir top, 22 oyuncu, 4 hakem. Saha kenarında yedek oyuncular, teknik direktörler, yardımcıları, gözlemciler...Ve milyonlarca izleyici. Türkiye'yi yerinden sallayan futbol! Ardında müthiş bir rant olmalı ki; tüm bunlar yaşanmış, bunca insan hapiste, bir o kadarı zan altında, bir grup savunmada, adı spor yorumcusu olan kimileri ise yüksek sesle konuşarak her yerde. Peki ya yağmur çamur demeden, haftasonları çocuklarıyla vakit geçirmeye tercih ederek tuttukları takımların maçlarına gitmek için yollara düşen, ekran karşısında onları izlerken heyecan duyan, takımları uğruna kavga eden, cebinde olan üç beş kuruşu ya da milyarları uğurlarına feda ederek maçlara bilet alan taraftarlar bu konuşmaların neresinde? Kimin, ne kadar umurunda?
Ben neresindeyim? Kesinlikle hiç bir yerinde. Ama sesleri malesef hep kulaklarımda. Gerçi şükürler olsun son yıllarda azaldı. Eskiden seslerini Erdo'nunkinden fazla duyuyor olmamdan olsa gerek; Erman Toroğlu, Şansal Büyüka ve şimdi isimlerini google dan bakmaya üşendiğim birkaç isim rüyalarıma falan giriyorlardı. Kabus!
Şu anda da televizyonda, Erman Toroğlu'nun da dahili olduğu, hararetli bir spor programı var. Konu; Fenerbahçe & Türkiye Futbol Federasyonu & UEFA & Şike. Kaç aydır konuşuyorlar? 3 Temmuz tarihinden beri. Tam beş aydır. Dur durak bilmeden konuşup duruyorlar. Belgeler, kayıtlar, avukatlar, futbolcular, kulüp başkanları, federasyon...
Ben neredeyim? Hepsinin bu ülkeden sürülmesi hayalleri içindeyim. Bu ülke Kİ; yüzlerce can kaybının yaşandığı son Van depreminin üzerinden bu kadar vakit geçmesine rağmen hala soğuktan çocukların öldüğü, her gün kadınların dövülerek - vurularak - otoyollara atılarak katledildiği, çocukların çocukluklarının ellerinden alındığı, gencecik askerlerin şehit düştüğü, dilleri - inançları yüzünden birbirlerine düşürülmeye çalışılan insanların yaşadığı, öğretmenlerinin atanamadığı, marketten GDO'suz ürün alabilmek - denizlerde yaşayan balıklar için bile mücadele etmeye, seslerini duyurmaya çalışanların yaşadığı, ... bir ülke. Bu ülke Kİ; topraklarından düşündüğü, yazdığı, konuştuğu için sanatçıların sürülmüş olduğu şimdilerde ise hapiste olduğu bir ülke.
Pekiii; şu an benim aklıma gelip de yukarıda sıralamış olduklarım, okurken sizin aklınıza gelmiş olanlardan hangisine çözüm bulabilmek için televizyon ekranlarında ve izlenme oranlarının bu kadar yüksek olduğu zaman diliminde ve aylarca ve belgelerle ve avukatlarla tartışıldı, konuşuldu? Büyük bir vahşet yaşansa, can kaybı çok olsa, haksızlığa uğrayanların sayısı ciddiye alınacak boyutta olsa bile en fazla kaç gün konuşuluyor? Konuşmayı geçtim. Hangisi hakkında bu kadar belge ortaya dökülüyor? Hangisinde gerçekleri su üstüne çıkartmak için bu kadar çaba sarfediliyor? Hangisinde bu kadar soru, hesap soruluyor? Bir de benim aklımın almadığı - alamadığı; bizim ülkemizde, yalnızca şu futbolu gündemden düşürecek kadar güçlü bir ''suni gündem'' maddesi olmaması. Demek ki neymiş; olaylar çözüm bulup sonuçlanana kadar gündemde tutulmak istenince tutulabiliniyor MUŞ.
ÖZGÜR TAMŞEN YÜCEDAL
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder