25 Ekim 2011 Salı

ÖTEKİ

 

"En uzak mesafe ne Afrika'dır


Ne Çin, ne Hindistan


Ne seyyareler


Ne de yıldızlar geceleri ışıldayan...


En uzak mesafe


İki kafa arasındaki mesafedir


Birbirini anlamayan..."


CAN YÜCEL


Kendimizi gerçekten anlayabilmenin yolu zaman zaman kendimize ötekinin gözünden bakabilmekten geçiyor. Bu nedenle empati yalnızca ötekini değil, kendimizi de anlamanın ve çoğaltmanın temel yolu değil midir?


Ya işte böyle uzaktayken de olsa birbirimizi anlayabildiğimiz bir arkadaşımla kahve bahanesi ve kahveyle başlayan, bira(lar) eşliğinde, bizim mutfak masasında devam eden, kitaptan - okurdan, öteden - beriden, kadından - erkekten, çoluktan - çocuktan, ölümden - yaşamdan, adalet- adaletsizlikten ve daha birçok şeyden konuşarak, dinleyerek geçen güzel bir izin gününden sonra aklıma gelen dizeler yukarıda paylaştıklarım oldu.


Ha sonunda dünyayı kurtarabildik mi? Hayır. Yaraları saracak merhem bulabildik mi? Hayır. Kadın erkek ilişkisini çözebildik mi? -Kendimizi çözememişken- Hayır. Ama konuşabildik, anlaşabildik, ortak bir dilde, samimiyetle. Yalnız olmadığımızın güven verici sıcaklığını hissettik. Öteki gibi hissetmeden, ötekileştirilmeden. 


ÖZGÜR TAMŞEN YÜCEDAL

Hiç yorum yok: