19 Mart 2012 Pazartesi

gerçeklerin karşısında ...

 



  Bir kez daha izleyebilir miyim? Hiç sanmıyorum. Zaten filmi izlerken akıttığım gözyaşları, iç çekiş,  '' Aman tanrım '' nidalarımı duyan kızım Elif o kadar üzüldü ki halime, tekrar izlemeye niyetlendiğimi duysa ilk o karşı çıkar. Filmi bana öneren Serkant Abimin dediği gibi '' Bir insanlık dersi.'' Uğruna mücadele ettiğimiz her ne olursa olsun hepsi için, herkes için bir pencere açılmış. Yüreği olan bakar. Sizin için seçtiklerim: 

Çocukluk, insanın boğazına oturan yumru gibidir. Kolay kolay yutulmaz.


Beni, tabuta koymadan dua etmeden ve çıplak bir şekilde dünyaya sırtımı çevirmiş, yüzüm toprağa bakar vaziyette defnedin. Ne bir mezar taşı ne de ismimin bir yere yazılmasını istiyorum. Sözünü yerine getiremeyenlerin mezar taşı olmaz. Vasiyetimi yerine getirdiğinizde suskunluğumu bozmuş, sözümü tutmuş olacağım. İşte o zaman, mezarıma taş koyup güneşe bakacak şekilde adımı yazabilirsiniz.


Bir artı bir, bir eder mi?


 Yakında sessizliğe gömüleceksin. Biliyorum. Çünkü gerçeklerin karşısında herkesin susması gerekir.


Hikayeniz nerede başlıyor? Doğduğunuzda mı? Öyle olsaydı korku dolu olurdu. Babanız doğduğunda mı? Öyle olsaydı aşk dolu olurdu. Bence hikayeniz öfkeyi unutmak üzere verilmiş bir sözle başlıyor. Ben öfkemi unuttum. Nihayet kollarıma alıp ninnilerle uyutabilirim sizi.


 İyi seyirler...


ÖZGÜR TAMŞEN YÜCEDAL

Hiç yorum yok: