21 Mart 2012 Çarşamba

APTAL



  Para biriktirmek yerine insan biriktirmeyi tercih etmiş olan, ağzına değil aklına geleni söyleyen, 52 yıldır tiyatro yapan, oyuncu yetiştiren, eğitimler veren, cebinde hikâyeler biriktiren bir ustayı, Müjdat Gezen’i sahnede bir kez daha izlemiş olmanın hazzıyla uykuya geçiyorum bu gece.

  Bu güne kadar kendisine açılan davalardan yola çıkarak yazdığı oyunun adı; ‘’Aptal’’. Ve vurucu cümlesi de; ‘’ Haklı olmak istiyorsan aptal olacaksın. Çünkü güzellik, şöhret, servet geçicidir. Oysa aptallık kalıcıdır.’’ Oyundaki aptalın kendisi olduğunu söyleyerek başladı anlatmaya. O anlattı bizler dinledik. O anlattı biz güldük belki de ağlanacak halimize. O anlattı eller birleşti. Sonra dedi ki ‘’Şimdi gülme vaktidir. Osurulup osurulup ipe dizenlerin foyaları meydana çıkmaya başlamıştır. Şimdi gülme vaktidir.’’

  Sahnede ki vedasından az önce ise;

Dönülmez akşamın ufkundayız, vakit çok geç
bu son fasıldır ey ömrüm nasıl geçersen geç
cihana bir daha gelmek hayal edilse bile
avunmak istemeyiz, böyle bir teselli ile
geniş kanatları boşlukta simsiyah açılan
ve arkasında güneş doğmayan büyük kapıdan
geçince başlayacak, bitmeyen sükûnlu gece
guruba karşı bu son bahçelerde keyfince
ya aşk içinde harab ol ye şevk içinde gönül
ya lale açmalıdır göğsümüzde yahut gül
ah dönülmez akşamın ufkundayız vakit çok geç. (Yahya Kemal BEYATLI) dedi.

  Ilımlı olan bir yığın şeyin ılımlı ılımlı hayatımızı sardığı bu yıllarda, Silivri nüfusu gittikçe artmaya başlamışken,  Müjdat Gezen’in yürek isteyecek bir cesaretle sahneye koyduğu oyununu yolunuz düşerde izlerseniz ve benim gibi bu ülkede zaman zaman çok yalnız hissediyor olanlardan iseniz size de iyi gelebilir.

  Ayyy oyunun reklamı gibi oldu.  Neyse ister gidin, ister gitmeyi, ister banane – sanane deyin, sayfa benim değil mi? Evet, benim. O halde diyorum ki; izledik, beğendik. O kadar!

ÖZGÜR TAMŞEN YÜCEDAL


 

Hiç yorum yok: