Bu defa kararlıyım, dava açacağım. Kime mi: ÇOCUK OYUNCAKLARI ÜRETİCİLERİNE. Olmuyor. Olmuyor işte. Onların yaptıkları gibi olmuyor. İki günde on yaş gençleştiren kozmetik ürünler, tek dokunuşla muhteşem pastalar yapan babalar, içleri hep düzenli buzdolapları, çamaşırların içlerinden kar gibi çıktığı çamaşır makineleri, herküllerin karıştırdığı çikolatalar, pürüssüz - sülün gibi bacaklar yaratan tüğ alıcılar, sabır küpü - her şartta güler yüzlü anneler, aşık olunan arabalar, ....., ve daha birçoklarının gerçek olmadıklarını biliyoruz. Ama konu oyuncaklar olunca yapmayın be kardeşim.
Hayır korkuyorum sonunda çocuk '' Sorun kesin benim anne de '' diyecek. Daha önceleri bilgisayar oyunlarında olduğu gibi. Ki; şükür o konuyu aştım. Yalnızca çocuklar için verilmiş olsalar da beceri ve zeka kategorisinde ki oyunları bitirebiliyorum.
Oyuncaklara gelince; televizyonda yayınladıkları reklamlarda nasıl güzel gözüküyorlar. Arabalar oradan oraya uçuyor. Sulara giriyor, çıktıklarında ( ki reklamda kendi kendilerine çıkıyorlar ) renkleri değişmiş oluyor. Eve gel kur bakalım. Hadi kurdun diyelim! Asla reklamda ki gibi uçup durmuyorlar. Daha doğrusu, duruyor fakat uçmuyorlar. Kurulum için verdikleri broşürlerde ki yönlendirgeleri sabırla, adım adım takip ediyorum. Şekil olarak tamam, resimdekinin aynı. Ama uygulama tam olarak öyle olmuyor.
Hırs bastı beni. Sırayla hepsini test edesim var. Oğuz'un odasında yer gök araba parkuru oldu. Odada adım atacak yer kalmadı. Böyle giderse arabalarla ilgili oyuncak tasarlamaya da başlayacağım.
Heeh geldi işte 2012! Ne oldu? Dememiş miydim? Her şey aynı. ( Bu ara da Tanrıya şükür aynı ) En azından bizim evde. Hani cuma günü yazmıştım ya; '' Balayı çipimi taktım. '' diye. Sabah dönüş yolculuğumuz için limana girdik, bileti okeyletmek için bankoya gittikkkkk. Aaa o da ne; benim cüzdan dolayısıyla kimlik yok. Peki o an da ne oldu? Benim bünye '' Pıt '' diye atıvermesin mi çipi. Sevgi yumağı hal bıraktı yerini on yedi yıldır evli çift haline. Tıpkı saat onikiyi vurduğunda bozulan sihir gibi. Sihir bozuldu. İki gündür prensesler gibi el üstünde tutulan, isteği ikilettirilmeyen Özgür şu saat itibariyle; valizleri boşaltmış, yedirmiş, yıkamış, ödev - plastik tabaktan abajur yapmış, Erdo'da dahil herkesi yatırmış ve bitmiş durumda. İyi ki akşamüstü teyzemler uğradılar da sayelerinde, yılın ilk günün de adam gibi iki laf edecek fırsat bulduk. Mazallah ya edemeseydik? Bütün yıl oyuncak kurup, faliyet yapmak zorunda kalacaktık.
Devam arkadaşlar. Sabah kalkıp her ne yapmamız gerekiyorsa onu yapmaya devam. Ama sevgiyle, sabırla, hoşgörüyle...
'' Kötü Duygular Ömür Yıpratır, Güzel Duygular Sevgi Yaratır, Kötü İnsanlar Kapı Kapatır, İyi İnsanlar Her Zaman Kendini Aratır... '' MIŞ.
ÖZGÜR TAMŞEN YÜCEDAL
1 yorum:
Bu yıl da seviyorum seni hem de çoookkkk.... Hoşgeldin...
Yorum Gönder